Elin Oğlu


Geçtiğimiz cumartesi gecesi atv'de Elin Oğlu adlı bir şov programı başladı. Elin Oğlu, Abnormal Summit'in Türkiye uyarlaması.
Blogda hiç yazmadım ama ben Abnormal Summit takipçisi bir şahsiyetim. :)
Peki nedir bu Abnormal Summit? Bilmeyenlere kısaca anlatalım;
Abnormal Summit 2014 yılında başlayan Güney Kore yapımı bir talk show programıdır. Programda Güney Kore'de yaşayan ve Korece bilen 11 yabancı var. Bu kişilerin hepsi de farklı ülkelerden. Hatta bir Türk de vardı. Fakat hakkında çıkan skandallar yüzünden programdan çıkarıldı.
Programın orijinali gerçekten çok eğlenceli ve komik. Ben Türkçe altyazılı olarak koreanturk sitesinden takip ediyorum.  Şimdilik 24. bölüme dek çevrilmiş durumda. Bölümler İngilizce altyazıdan çevriliyor. O yüzden eğer İngilizceniz varsa Türkçe çeviriyi beklemeden de takip edebilirsiniz.

Dönelim Elin Oğlu'na..
Cumartesi gecesi izleme şansım olmadığı için internet üzerinden biraz evvel izledim.
Seyirciyi ve orkestrayı görür görmez hayal kırıklığına uğradım. Seyirci ve orkestra kalkmalı.
Sonra masaya gelelim.. Masanın rengi daha koyu olsaydı keşke. Hadi rengini boşverin de masanın üstündeki bıyıklı kupalar ne yaa allasen..Hani nerde ülke bayrakları?? Hani nerde ışıklar?? Kupalar iyi hoş ama bayraklar olmalı bi kere.
Az sonra! Az sonra! Az Sonra! Az sonra!
Az sonra manyaklığına son verseler iyi olacak. Böyle program yapılmaz.
Bir de yabancılara 'Türkiye'ye bayılıyorum ağşığım ölüyorum' dedirtmeyi bırasalar...
Yabancı dilde konuştukları zaman bi zahmet altyazı koysalar da anlasak.. Program canlı yayınlanmıyor. Zor bişey değil bu.
İtalyan : Abicim lafını kim öğrettiyse Allah bildiği gibi yapsın onu.
Japon: Yavrum çekik gözler iyidir hoştur niye kompleks yapıyosunuz?
İngiliz: Teyzesever kişi.
Rus: Çok yakışıklısın çok yakışıklısın deyi deyip duruyorlar. Şimdilik konu mankeninden farksız.
Amerikalı: Şöyle bi bakınca asabi biri gibi. Belki bana öyle geldi. İlk bölümden bişey belli değil.
İspanyol: Cık olmaz diye bişey yokmuş İspanya'da, bunu öğretti bize.
Senegalli: Lütfen şarkı söyleme. Ajdar gerçekten popstarmış.
Slovakya: Acıların çocuğu diye dalga geçilmesinden muzdarip kişi.
Güney Kore: Beynim error verdi dediğin kısmı gif yapasım var.
Orkestra: Nothing Else Matters'la girip Tavukları Pişirmişem'e çevirmen hoş değildi. Polonyalı hanımefendi bence şarkı söylemesin. Zaten önceden de dedim orkestra kalkmalı. Seyirci de kalkmalı. Gerçekten gereksiz. Biri bişey söylüyor, kamera seyirciyi gösteriyor. Bana ne seyirciden?? Ben masadaki kişilerin vereceği reaksiyonu, yüzlerinde oluşan ifadeyi görmek istiyorum.
Sunucular: Olmamış. Komik ya da eğlenceli değiller. Tam iyi giderlerken seyirciyi alkışlatmaya çalışmalar.. Efenim seyirciden onay almaya çalışmalar..Seyircilerin pek takmaması...
Ömür Varol kalksın yerine başkası gelsin. (Az sonra az sonraların olmasının sebebi de sanki bu adammış gibi geliyor bana zaten.) Hatta 3 sunucu olsun. Sinan'a (soyadını hatırlayamadım) şimdilik bi şans verilebilir.
Orijinalinde 3 sunucu var. Bence 3 sunucuyla daha eğlenceli olur. Ama gerçekten espriden anlayan, espri yapabilen ve ciddi de olabilen birilerini bulsunlar.

Benim asıl tavsiyem ise animasyon ve görsel efektlere yoğunlaşsınlar. Yani orijinalini izledilerse bir daha izlemerinde fayda var. Talk Show'daki talk kısmına yoğunlaşırlarsa..Seyirci ve orkestradan vazgeçerlerse...Uygun ses ve görüntü efektleri kullanırlarsa alır yürür program.

0 yorum: