Ne zamandır aklımda duygulara tercüman olacak böyle esprili bi şey (kart mı desem ne desem bilemedim☺) yapmak vardı. İlk önce alttakini yaptım.İkinci yaptığımkini daha çok beğendim. Bu arada jpg formatına uyuz oldum. Keşke bmp png olarak falan kayıtlasaymışım.Netlik getmiş biraz..

Belki de en geç haberi olanlardanım şuan..Sailor Moon'un yeni sezonu çıkıyor!
Püü ben şöyle yazılar yazadurayım..Millet 6. sezonu yapmış bile..Şaka değil gerçek..
Dikkatinizi çekerim sezon.Film falan değil..20 yıl sonra 6. sezon geliyor..Vay be..İstikrar budur. ☺
Aslında 2013 de çıkması bekleniyormuş da..Sanırım bu yıla kaldı. İptal/erteleme falan olmaz umarım.
Galiba yeni sezon mangaya göre olacakmış.Önceki 5 sezondan bağımsız şekilde mi olacak acaba?
Bir zamanlar mangasının birkaç sezonunu okumuş biri olarak mangadaki hikayenin biraz daha farklı olduğunu biliyorum.Mangaya göre ilerlerse şahane olabilir. Ama çizimler nasıl olacak? Umarım renkler cıvık olmaz..
Ay Savaşçısı'nı Japonca seslendirmeyle izlemek benim için tuhaf olacak ama..Bekliyoruz bakalım.

Kırk yılın başı yılbaşı der piyango bileti alırsın çıkmaz.Sayısal oynarsın gene çıkmaz..

Talih kuşu niye bizi es geçiyor lan?..Aynen yukarıdaki çizimde görüldüğü gibi..

Bekliyorsun ama nafile..Talih kuşu konmak bilmiyor.Tenezzül edip pislemiyor bile..

  İnsanlar neden böyle?

  Yedikleri her yemeğin fotoğrafını paylaşmasalar olmaz mı?Sadece basit bir salata be..Salata işte..Neden paylaştığın ortada..Falanca yerde yenilen falanca şey..Çok lüks çok...Anladık.Çok sosyalsin çok..Anladık..

Orda gezdin..Burda yedin..Burda içtin..Burda sı.....Neyse..Gerçekten yakında en azından tuvalet kapısının fotoğrafını da paylaşmalarını bekliyorum.
  Ayrıca özlü söz paylaşıcam diye de habire habire alıntı (kopyala/yapıştır) yapıp kendini paralayanlara demek isteyip de bir türlü diyemediğim de şu: Biraz da kendi kelimelerini kullan.Birazcık da olsa dene şunu.

   Hatırlarsanız Geleceğe Dönüş serisinin bir filminde doktor vahşi batıda bir bardaydı ve bardakilere gelecekte insanların nasıl yaşayacaklarından bahsediyordu. İnsanlara koşu bandından söz ettiğinde (Spor amaçlı koşmak da olabilir tam hatırlayamadım.) insanların tepkisi şöyle oluyordu ''Ne yani eğlenmek için koşacaklar mı?Puahahahaha'' 

   10 yıl önce falan biri çıkıp ''insanlar kendi istekleriyle nerde olduklarını,ne içip yediklerini,ne yaptıklarını herkese fotoğraflarla rapor edecek'' dese ben de o filmdeki insanlar gibi çok anlam veremeyebilirdim.Şimdi veriyor muyum?>>>Evet!

Bunu da yine bir filmle izah edelim.

Yanılmıyorsam Gırgıriye filmiydi..Yanılıyorsam da Cennet Mahallesi dizisi olabilir..

O filmdeki ailelerden biri bir şekilde para kazanır.Evin kadını komşusunu çatır çatır çatlatmak için tam otomatik bir çamaşır makinası alır.Sonra da çamaşır makinasını sokağa çıkarıp çamaşırlarını sokakta yıkar.

Önceden bloguma müzik eklemeye niyetlenip de daralmaktan işin sonunu getirememiştim. Şimdilik 2 şarkılık da olsa bir playlist ekledim .

Eğer blogunuza müzik eklemek isterseniz alttaki sitelerde playlist oluşturabilirsiniz.



Wik  player

www.wikplayer.com


SCM player

scmplayer.net

Önceden şöyle bi yazı yazmıştım.Bu da aynı niyetle yazılan bir yazı.Kayıp film ilanı gibi bişey işte..

Ne zaman izlediğimden emin değilim.10 yıl önce ya da belki de daha önce izlemiş olabilirim.
Muhtemel olarak İran sinemasına ait olabilir.Hint filmi de olabilir.

Şimdi şöyle;
Film bi sokakta geçiyor.Evet bütün film..
Bi tane küçük çocuk var.Annesi onu eve kilitleyip dışarı çıkıyor.
Sonra telefon çalıyor.Telefon çok önemli.
Yaşlı bir nine var.O ninenin çok uzaklarda yaşayan/çalışan bir oğlu var.İşte o telefon ediyor.Bu nine çocuğun komşularından..Kendi telefonu olmadığı için oğluyla komşunun telefonundan konuşmak zorunda.Üstelik oğlu yılda sadece bir kez arıyor.Yani mutlaka konuşmalı.
Çocuk telefonu açıyor ve ninenin oğluyla konuşuyor.Ninenin oğlu birkaç saat sonra tekrar arayacağını annesine (nineye)  haber vermesini istiyor.Buraya kadar tamam.Ama bir sorun var.Çocuk evde kilitli.Annesi dönmüyor.Belki çarşıda belki başka bir yerde..
Üstelik evin pencereleri de kapalı cinsten böyle..Nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum.
Çocuk pencereden nineye haber gönderiyor.
Ama nine telefonla nasıl konuşacak?Sokağın çocukları toplaşıp planlar kuruyor.Nine ile oğlunu telefonla görüştürebilmek için çeşitli şeyler deniyorlar.Ve oğlunun dediği saate kadar da bir çare bulmaları lazım.
Filmin sonunda ahizenin parçalandığını hatırlıyorum.Nine parçalanmış ahizeden oğlunun sesini duymaya çalışıyordu.Ama sesini ulaştırabiliyor muydu emin değilim..İlginç bir filmdi.Filmde odak nokta telefon olduğu için adı Telefon  olabilir sanki..Olmayabilir de..


Bu filmin adını bilenler,hatırlayanlar, lütfen yazıversin şuracığa..

Geçenlerde güzel ve insana umut aşılayan film aramalarım sonucunda bir film izledim.
Gerçekten umutluydum bu filmden.Çünkü sinema sitelerinde forumlarda vs her yerde övgüyle bahsediliyordu.Tavsiye edenler de az değildi.Benim henüz izlemediğim popüler ve güzel bir film olduğuna kanaat getirdim ben de.
Bir de hikaye gerçek bir insanın hayatına dayanıyormuş vs..
Filmin adı The Pursuit of Happyness / Umudunu Kaybetme

Filmi izledikten sonra hayal kırıklığına uğradım.Filmin adı Umudunu Kaybetme ama umut falan aşılamıyor.Motive falan da etmiyor. Bu filmi izleyip de motive olanlara şaşırdım cidden.
Bu filmin mesajı bence şudur: 'İş bulmak çok zor!'

Filmi henüz izlemediyseniz,spoiler yemek istemiyorsanız, okumaya devam etmemeniz önerilir.